KARABÜK´ün Safranbolu ilçesinde amcası tarafından “eti senin, kemiği benim” denilerek çırak olarak mobilya ustasının yanına verilen Durmuş Eren, 23 yıl sonra 60 kişinin çalıştığı 3 bin 500 metrekarelik mobilya fabrikasının sahibi haline geldi.
Safranbolu’ya bağlı Akkışla köyünde, evlerin penceresiz olması nedeniyle küçük yaşta mobilya işine yönlendirilen Eren, ilkokuldan sonra imkânsızlıklar nedeniyle eğitimine devam edemedi. Amcasının yönlendirmesiyle İstanbul´a gelen Eren, önce bir mobilya atölyesinde çıraklık yaptı. Yedi yıl sonra ise amcasının Ümraniye’deki evinin altında bulunan 80 metrekarelik dükkânda kendi işini kurdu.
Birkaç makineyle başladığı üretimi yıllar içinde büyüten Eren, 23 yılın sonunda Sancaktepe’de 60 işçinin çalıştığı, 180 bayisi bulunan 3 bin 500 metrekarelik fabrikaya ulaştı.
“Bu mesleği öğrenip köyümüzdeki evlere pencere yapmayı hayal ederdim”
Evli ve 4 çocuk babası olan 56 yaşındaki Durmuş Eren, çocukluk döneminde yaşadığı yoklukların hayatını şekillendirdiğini belirterek şöyle konuştu:
“İlkokulu bitirdikten sonra imkânsızlıktan ortaokula gidemedim. Köyümüzde cam yoktu, 2 kapaktan oluşan ilkel pencereler vardı. Amcam, ‘Keşke bir usta bulsak da şu camları yaptırsak’ derdi. Usta bulmak zordu, işte bu yüzden beni mobilyacı yapmaya karar verdi. ‘Eti senin, kemiği benim’ diyerek bir ustanın yanına verdi.”
Eren, askerlik dönüşü köydeki hayvanlarını satarak kendi atölyesini kurduğunu, kapıdan mutfak dolabına kadar birçok alanda üretim yaptığını söyledi.
2008 yılında seri üretime geçtiklerini belirten Eren, “Bugün yanımızda 55-60 kişiye istihdam sağlamanın gururunu yaşıyoruz.” dedi.
“Her şey okumak değildir, gençler sanata yönlendirilmeli”
Gençlere tavsiyelerde bulunan Eren, günümüzde birçok ailenin çocuklarını zorla okuttuğunu ancak herkesin akademik eğitime uygun olmayabileceğini belirtti:
“13 yaşında çırak oldum. Her şeyin okumaktan geçtiğine inanmıyorum. Okumaya yatkın olanlar okusun ama aileler çocuklarını zorlamasın. Bir sanat öğrenmek de çok kıymetli. Köyden kara lastikle gelip sanat öğrendik, bugün fabrika sahibi olduk. İstanbul’da 180’e yakın bayimiz var. Kısa sürede bunu Batı Karadeniz’den başlayarak tüm Türkiye’ye yaymayı planlıyoruz.”















