KAMPÜSTE NOSTALJİK MÜZE

KAMPÜSTE NOSTALJİK MÜZE

KARABÜK Üniversitesi’nde, F – 4 savaş uçağı, buharlı lokomotif, tramvay, çimden hayvan figürleri, geleneksel oyunların heykelleri ve 1952 ile1988 yıllarında arasında üretilen 40 araç, oluşturulan açık hava müzesinde sergileniyor.

Demir Çelik Kampüsü’nde oluşturulan açık hava müzesinde, F – 4 savaş uçağı, buharlı lokomotif, tramvay, çimden hayvan figürleri ile ‘Tahterevalli’, ‘Yağ satarım bal satarım’, ´Birdir bir´, ‘Misket’, ‘Uzun eşek’, ‘Körebe’, 2İp atlama´ gibi unutulmaya yüz tutmuş geleneksel oyunları oynayan çocukları simgeleyen heykeller ve 1952 ile1988 yılları arasında üretilen, otobüs, kamyon, kamyonet, motorsiklet, traktör, minibüs ve otomobilden oluşan 40 araç sergileniyor. Kapıları herkese açık olan müzeye gelenler, her birinin anısı ve hikayesi farklı olan eserlerle fotoğraf çekilerek anı ölümsüzleştiriyor. Ziyaretçilerin oldukça ilgisini çeken müze de araç sayısının çoğaltılması ve bir savaş helikopterin yer alması hedefleniyor.

‘NEŞELİ BİR ALAN OLDU, ZİYARETÇİLERİMİZİ BEKLİYORUZ’
Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Refik Polat, araçların sıradan araçlar olmadığını belirterek, ’’Bizim çocukluğumuzda sokaklarda, yollarda gördüğümüz araçlar var burada. Çoğu filmlerden fırlamış gibi. ‘Züğürt Ağa’ filminin domates satan arabası. Çiçek Abbas’ın minibüsü. Filmlerdeki gibi orijinal değil ama biz ona göre dizayn ettik. Yabancı filmlerdeki polis arabalarını da burada sergiliyoruz. Karabük için Karabük Üniversitesi için farklı bir dizayn oldu. Neşeli bir alan oldu. İnsanlar hafta sonu olsun akşam olsun, çocuklarıyla gelip burada gezebiliyorlar. Ziyaretçilerimizi bekliyoruz. ’’dedi.

‘TÜRKİYE’DEKİ TEK MÜZE HALİNE DÖNÜŞTÜRÜYORUZ’
Araç sayısının gittikçe arttığını işaret eden Rektör Polat, ’’Buharlı lokomotif, savaş uçağı, tramvay var. Eskilerden kalma savaş helikopteri gelecek. Burası sadece otomobil, sadece kamyon, sadece tren veya sadece hava müzesi gibi değil. Onların tek başına yer aldığı müzeler var ama bunların hepsinin bir arada olduğu belki de Türkiye’deki tek müze haline dönüştürüyoruz. Umarın yakın bir zamanda çok daha fazla aracın sergilendiği bir müze haline gelecek burası. ’’diye konuştu.

‘ESKİ TÜRK OYUNLARI SÜREKLİ CANLI KALSIN İSTİYORUZ’
Rektör Polat, geleneksel oyunları simgeleyen heykellerle ilgili olarak şunları söyledi: ’’Unutulmaya yüz tutmuş ’körebe’ gibi geleneksel çocuk oyunları var. Bu oyunlar dimağlarda kalsın istiyoruz. Öğrencilerimiz bunlardan bihaber. Herkes internet içerisinde kaybolup giderken öğrencilerimiz bunları görüp ne oynuyorlar diye merak etsin istedik. Eski Türk oyunlarını burada canlandırmak istedik. Bu şekilde figürler oluşturduk. Türk oyunları oynanan bir festival planlıyoruz. Eski Türk oyunları sürekli canlı kalsın istiyoruz. Türkiye’deki en fazla uluslararası öğrenciye sahip bir üniversiteyiz. Kendi kültürümüzü, değerlerimizi onlara bunu öğretmek istiyoruz, aşılamak istiyoruz.’’
‘DEĞERLİ BİR KAMPÜS HALİNE GETİRMEK İÇİN UĞRAŞIYORUZ’
Rektör Polat, çimden hayvan figürleriyle de ilgili olarak ise, ’’Üniversitemizi bunlarla şenlendirmek istedik. Fil, at, kelebek ve üniversitemizin simgesi baykuş gibi çimden hayvan figürleri oluşturduk. Öğrencilerimizin üniversitemize çok mutlu ve huzurlu bir şekilde gelip gittikleri görsel olarak, peyzaj olarak değerli bir kampüs haline getirmek için uğraşıyoruz. ’’şeklinde konuştu.
Karabük Üniversitesi Ağız ve Diş Sağlığı Bölümü son sınıf öğrencisi Somali asıllı Abdurrahman Aldullahi İshak(22)’’ Bu manzarayı görmek çok güzel. Eski filmlerdeki arabaları görünce duygulandım. ‘Çiçek Abbas’ı filmlerde gördüm. Filmi beğenmiştim. Arabasının buraya konulması çok güzel bir şey. İnsan kendini burada hissediyor. ’’dedi.

Karabük Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü 3.sınıf öğrencisi Dilek Bakır da düşüncelerini şöyle ifade etti: ’’Gerçek mi yoksa maket mi diye emin olamadım. Arkadaşlarımla birlikte gelip inceledik. Çok güzel olmuş. Hoş tasarlamışlar, düşünmüşler. Okulumuz adına çok gurur verici. Küçükken dedemin traktörüne binerdim. Traktörü burada görünce tekrar binme hissi oluştu.’’
Dilek Bakır, geleneksel Türk çocuk oyunlarını anımsatan heykeller için ise, ’’Geçmişimizin unutulmaması adına çok güzel. Çünkü zamanımızdaki çocuklar artık dışarıdaki oyunların farkında değil. Biz o oyunların son dönemlerini yaşadığımız için duygulandım görünce. Çok güzel düşünülmüş. ’’diye konuştu.
8 yaşındaki Berin Çetin, Körebe, Misket, Yağ satarım, Bal Satarım oyunlarını oynadığını ve kampüste Gezegenlerle ilgili de bir müze olması gerektiğini söyledi.
Öznur Çetin ise, filmlerde gördüğü nostaljik araçların ilgi alanında olduğunu, müzenin güzel bir proje olduğunu, yeğeni Berna Çetin’i de bu ambiyansı görmesi için getirdiğini belirtti.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM
error: Content is protected !!
%d blogcu bunu beğendi: