KARABÜK’ün Eskipazar ilçesindeki Hadrianoupolis Antik Kenti’nde ortaya çıkarılan ve Hristiyanlık alemi için büyük öneme sahip olan figürlerin yer aldığı 1500 yıllık kilisenin bulunduğu alanda sürdürülen çalışmalarda pişmiş topraktan yapılan boğa heykelciği, satır, unguentarium ve üstüne insan silueti işlenmiş iki kemik obje, nekropolde yer alan kaya mezarında da M.Ö 3500’lerde Geç Kalkolitik-Erken Tunç Dönemi’ne ait mitolojiye göre kırların, çobanların ve satirlerin tanrısı ‘Pan’ karakteri işli demir yüzük bulundu.
İlçeye bağlı Budaklar köyünde 18 yıl önce başlanan kazı çalışmalarında, bugüne kadar yüzde 5’i ortaya çıkarılan ve ‘Karadeniz’in Zeugması’ olarak adlandırılan 5 bin 500 yıllık Hadrianoupolis Antik Kenti’nde Karabük Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Doç. Dr. Ersin Çelikbaş, başkanlığında sürdürülen kazı çalışmalarında yeni eserler ortaya çıkartıldı. Hristiyanlık alemi için büyük öneme sahip olan figürlerin yer aldığı 1500 yıllık kilisenin bulunduğu alanda sürdürülen çalışmalarda pişmiş topraktan yapılan boğa heykelciği, satır, unguentarium ve üstüne insan silueti işlenmiş iki kemik obje, nekropolde yer alan kaya mezarında da M.Ö 3500’lerde Geç Kalkolitik-Erken Tunç Dönemi’ne ait demir yüzük bulundu. Yüzüğün üzerindeki akik taşında mitolojiye göre kırların, çobanların ve satirlerin tanrısı ‘Pan’ karakterin işlendiği görüldü. Bulunan yeni eserler, Hadrianoupolis Antik Kenti içerisinde yer alan arkeoloji laboratuvarında incelemeye alındı.
Çelikbaş,2021 yılı çalışmalarına devam ettiklerini ve önemli olarak değerlendirebilecekleri buluntulara ulaştıklarını belirterek, ’’Bunlar hem Hadrianoupolis tarihini aydınlatan hem de Hadrianoupolis’teki yaşantılarla ilgili bize veriler sunan buluntular. Bu yılda yine M.Ö. 3500’de burada hayat olduğunu, yaşantının olduğunu destekleyen verilere ulaştık. ’’dedi.
Çelikbaş, ortaya çıkartılan yeni eserlerle ilgili olarak şöyle dedi: ’’Terakota bir figürü Boğa figürü elle şekillendirilmiş ve yine M.Ö. 3500’lere Geç Kalkolitik-Erken Tunç Çağı’na tarihlendirdiğimiz bir eser. Dolayısıyla bu eser ve geçen yıl bulduğumuz diğer arkeolojik somut verilerle birlikte Hadrianoupolis bölgesinde yaşamın M.Ö. 3500’lerde var olduğunu da ortaya koyduk diyebiliriz. Kaya mezarlarının içerisinden bize çeşitli buluntularda geldi. Bu buluntulardan bir tanesi demir yüzük. Demir yüzüğün taş bölümünde bir akik taş var ve akik taşa negatif bir şekilde işlenmiş bir figür var. Figürün mitolojide ‘Pan’ olarak adlandırılan fantastik yaratık olduğunu görmekteyiz. ‘Pan’ mitolojide kırların, çobanların ve satirlerin tanrısıdır. ‘Pan’ yarı keçi yarı insan şeklinde bir fantastik yaratıktır. ‘Pan’ olduğunu gösteren unsurlar mevcut. Bu yüzüğün önemi M.S 2. Yüzyıla ait. Yani günümüzden 1800 yıl öncesine ait bu yüzüğe işlenen figür, gözle görülemeyecek kadar küçük olmasına rağmen 1800 yıl önce işlenebilmiş. Bu da o dönemin ne kadar yüksek bir sanatının olduğunu gösteren bir detay. M.S 4.5.Yüzyıla ait tabakada ortaya çıkan önemli bulgularımızdan bir tanesi de satır. Bulduğumuz satırın formunun değişmeden günümüzde de kullanılan satırlarla aynı olduğunu görüyoruz. Bu çok ilginç bir buluntu, yani antik dönemde insanların ihtiyacını karşılayan bu tür aletlerin aslında günümüz insanların da aynı ihtiyacını karşılayan güzel bir buluntu olduğunu söyleyebiliriz. Yaklaşık 1500-1600 yıl öncesine ait bir satır. O dönemde de hayvan eti kesiminde aynı formda aletlerin kullanıldığını gösteriyor.’’